Bölgesel İnsan Hakları Sözleşme ve Deklarasyonları
Bölgesel İnsan Hakları Sözleşme ve Deklarasyonları
İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi başta Avrupa’da AİHS’in imzalanmasına esin kaynağı olduğu gibi başka kıtalarda da insan haklarını korumayı hedefleyen ek bazı anlaşmaların da önünü açmıştır.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi
(İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına İlişkin Sözleşme)
İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi Avrupa yakın tarihinin en kayda değer anlaşmalarından biri olan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne (AİHS) esin kaynağı oldu. 1950 Kasım’ında imzalanan ve daha çok medeni, siyasi haklara odaklanan AİHS bundan üç yıl sonra Eylül 1953’de yürürlüğe girdi. 47 Avrupa Konseyi tarafından onaylanan AİHS’te tanınan hakların, taraf devletlerce ihlal edilmesine ilişkin bireylerin iddialarını incelemek üzere Fransa’nın Strazburg şehrinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kuruldu. Türkiye bu mahkemenin yargı yetkisini 1990 yılında kabul etti. AİHM bugün insan hakları ihlaline uğradığını düşünenlerin etkin bir yargı yolu haline gelmiş durumdadır. Ne var ki istisnai durumlar hariç olmak üzere bireylerin AİHS’te garanti altına alınan haklarının, bu sözleşmeye taraf devletlerden herhangi biri tarafından ihlal edildiğini AİHM önünde öne sürebilmeleri için, ülkelerindeki tüm iç hukuk yollarını tüketmiş olmaları şartı bulunmaktadır.
Amerikan İnsan Hakları Sözleşmesi
Amerikan İnsan Hakları Sözleşmesi 1969’da imzaya açıldı ve Amerikan Devletleri Örgütü üyesi 25 devletin onayı ile 1978’de yürürlüğe girdi. Sözleşme’ye daha sonra iki adet ek protokol kabul edilmiştir: 1999 yılında yürürlüğe giren Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar alanında Amerikan Sözleşmesi’ne Ek Protokol ve 1993 yılında yürürlüğe giren Ölüm Cezasının Kaldırılmasına Dair Protokol.
Sözleşme’de korunan temel haklar daha sonra ayrımcılık yasağı, hakların etkili korunması yükümlülüğü ve sosyal, ekonomik, kültürel ve eğitime ilişkin hakların yaşama geçmesi için somut tedbirler alma yükümlülüğü ile güçlendirilmiştir. Ayrıca ek protokollerle çalışma, sendika kurma ve grev, sosyal güvenlik ve sağlık, sağlıklı bir çevrede yaşama, beslenme ve eğitim, kültürden yararlanma, ailenin, çocuğun, yaşlıların ve engellilerin korunması hakları tanınmıştır.
Sözleşme’nin ilgili maddesine göre, “kişiler” bu haklardan yararlanabilir. Taraf devletlerin sadece bu haklara “saygı”yı sağlamak yükümlülüğü yoktur; aynı zamanda bu hakların etkili kullanılması için gerekli önlemleri almaları da gereklidir. O halde taraf devletlerin hakların korunması sistemi bakımından hem “pozitif” hem de “negatif” yükümlülükleri vardır.
Sözleşme, İnter-Amerikan İnsan Hakları Komisyonu ve İnter-Amerikan İnsan Hakları Mahkemesi’nin kuruluşunu öngörmekte ve bu kurumlara taraf devletlerin ilgili haklara saygısını sağlamak konusunda yetkiler tanımaktadır. Ayrıca protokollerle Komisyona taraf devletlere görüş ve tavsiye verme yetkisi de tanınmıştır. Komisyon ABD’nin Washington şehrinde, mahkeme ise, Kosta Rika’nın, San Jose şehrinde bulunmaktadır. Birçok insan hakları sözleşmesinin aksine, Amerikan Sözleşmesi, başvuru yapma hakkını sadece bir ihlalin mağduru olduğu iddiasında bulunan kişilere tanımamıştır. Bir ihlalden mağdur olmasa da herhangi bir kişi veya kişi grubu ya da hükümet dışı kuruluş da Komisyon’a insan hakları ihlal edildiği iddiası ile başvuru yapabilir. Ayrıca bir taraf devlete karşı diğer bir taraf devlet de başvuru yapabilir. Ama bu başvuruları Mahkeme’ye götürme yetkisi de Komisyon’dadır. Kişilere başvuruları doğrudan Mahkeme’ye götürme hakkı tanınmamıştır. Ayrıca bu Mahkeme’nin kararları bağlayıcı da değildir.
Afrika İnsan ve Halkların Hakları Sözleşmesi
Bu sözleşme Afrika kıtasında evrensel insan haklarının tanınması ve uygulanması amacıyla imzalanmıştır. Sözleşme Afrika Birliği Organizasyonu bünyesinde imzalandığı için sözleşmeye taraf olan devletler de yine bu organizasyonun üyesi olan 53 Afrika ülkesidir. Bu sözleşme Afrika kıtasında Avrupa ve Amerika kıtasındaki evrensel insan hakları değerlerini temel alarak bölgesel bir insan hakları sistemi oluşturmayı amaçlamakta ve genel itibariyle medeni ve siyasal haklar, ekonomik, sosyal ve kültürel haklar, halkların hakları ve bu hakların geliştirilmesi ve uygulanmasına dair temel yükümlülüklerden, görevlerden oluşmaktadır. Bu sözleşmedeki yenilik sözleşmenin “halkların haklarına” yönelik içerdiği hükümlerdir. Sözleşmenin 19. maddesinde bütün halkların eşit olduğu ve hiçbir şeyin, bir halkın diğeri üstünde tahakküm kurmasını meşru kılmayacağı vurgulanmaktadır. 20. maddede halkların kendi kaderlerini kendilerinin tayin etmesi, 21. maddede halkların doğal kaynaklar üzerindeki hakları vurgulanmaktadır. Afrika İnsan ve Halkların Hakları Sözleşmesi’nde öngörülen hak ve yükümlülüklerin güvence altına alınması, Afrika’da insan ve halkların haklarının geliştirilmesi amacıyla Afrika Birliği Örgütü bünyesinde, 11 kişilik Afrika İnsan ve Halklar Hakları Komisyonu kurulmuştur.
İslam’da İnsan Hakları Kahire Bildirisi
İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) 1983 yılında Dakka’da yapılan 14. Dışişleri Bakanları Konferansı’nda İslam’da İnsan Hakları Dakka Bildirisi’ni yayınlamıştır. Bu bildiride İİT üyesi devletlerin insan onuruna bağlılığı, temel insan haklarını İslami kurallara uygun olarak gerçekleştirme niyetleri ifade edilmiştir. İnsan Haklarına ilişkin bu ilk bildiriyle başlayan sürecin ardından 1990 yılında 45 devletin katılımıyla gerçekleştirilmiş olan 19. Dışişleri Bakanları Konferansında alınan karara ek olarak İslam’da İnsan Hakları Kahire Bildirisi kabul edilmiştir. Kahire Bildirisi, başlangıç kısmında "İslam’daki temel haklar ve evrensel özgürlüklerin dinin ayrılmaz bir parçası olduğu” ve onların "Allah tarafından son Peygamber aracılığıyla gönderilmiş... ilahi emirler" oldukları, böylelikle "onlara uymanın ibadet, uymamanın ise çirkin bir günah" olduğu ifade edilmiştir.
İnsan Hakları Asya Şartı
İnsan Hakları Asya Şartı (The Asian Human Rights Charter) 1986 yılında bir grup hukukçu ve insan hakları aktivisti tarafından aynı yıl Hong Kong’ta kurulan Asya İnsan Hakları Komisyonu’nun ortaya çıkardığı bir insan hakları metnidir. Bugüne kadar Asya hükümetleri tarafından henüz bir insan hakları deklarasyonu ortaya çıkarılamamış olmasına bir tepki olarak, “halkların deklarasyonu” olma iddiası ile hazırlanmış bir metindir.
Yorumlar
Yorum Gönder