İnsan Haklarına İlişkin Diğer Bazı Uluslararası Sözleşmeler

İnsan Haklarına İlişkin 

Diğer Bazı Uluslararası Sözleşmeler


İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, BM bünyesinde çeşitli konulara ilişkin 80’e yakın sözleşme ve bildirgenin yolunu açmıştır. Bunlardan önde gelenler BM'ye ait metinlerde şöyle sıralanmaktadır:

“Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılmasına Dair Sözleşme” (1948) soykırım suçunu ulusal, etnik, ırksal ya da dinsel bir grubu yok etme amaçlı belli eylemlerin gerçekleştirilmesi olarak tanımlamakta ve devletlere bu suçun faili olduğu iddia edilen kimseleri adalet önüne getirme yükümlülüğü getirmektedir.

“Mültecilerin Statüsüne Dair Sözleşme” (1951) ile mülteci, menşe ülkesi dışında bulunan; ırkı, dini, bir toplumsal aidiyeti ya da siyasi görüşü nedeniyle zulme uğramaktan haklı nedenlerle korku duyan ve bu korku nedeniyle ülkesinin korumasından yararlanamayan ya da yararlanmak istemeyen kişi olarak tanımlanmıştır. Sözleşme 1951'de imzalanmış ama 1954'te yürürlüğe girmiştir. 1951 Sözleşmesi'nin 1. maddesi, sözleşmenin kapsamını "1 Ocak 1951'den önce meydana gelen olaylar" ile sınırlar. Söz konusu kısıtlama, Mültecilerin Hukuki Statüsüne İlişkin 1967 Protokolü ile kaldırılmıştır. Toplamda 146 devlet bu belgelerin birine ya da her ikisine onay vermiştir. Bu sözleşme, başta risk altında oldukları ülkelere zorla geri gönderilmeme hakkı olmak üzere mültecilerin haklarını tanımlamakta ve onların gündelik yaşamlarını çeşitli yönlerden ilgilendiren çalışma, eğitim, kamusal yardım, sosyal güvenlik ve seyahat özgürlüğü için gerekli belgelere ulaşma gibi haklara dair şartlar getirmektedir.

“1926 Tarihli Kölelik, Köle Ticareti ve Köleliğe Benzer Uygulama ve Geleneklerin Ortadan Kaldırılmasına Dair Sözleşme”yi Yürürlüğe Sokan Ek Protokol” (1953).

“Kadınların Politik Haklarına Dair Sözleşme”  (1953)

“Vatansızlığın Azaltılmasına Dair Sözleşme” (1961)

“ Evliliğe Rıza Gösterilmesi, Asgari Evlenme Yaşı ve Evliliğin Tesciline Dair Sözleşme” (1962)

“Her Tür Irksal Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılmasına Dair Sözleşme” (1966). Irksal ayrımcılık temeline dayanan her tür üstünlük politikasının kabul edilemez, bilimsel açıdan yanlış olduğuna ve ahlaken, hukuken mahkum edildiğine dair bir ana maddeyle başlayan Sözleşme, “ırksal ayrımcılık” kavramını tanımlamakta, taraf devletleri bu suçu yasal alanda ve uygulamada ortadan kaldırma yükümlülüğü ile bağlamaktadır. 177 üye devlet tarafından kabul edilmiştir. Sözleşme aynı zamanda, taraf devletlerin hazırladığı raporları ve sözleşme maddelerinin herhangi birinin ihlal edildiğine dair bireysel şikayetlere imkan tanıyan Sözleşme Ek Protokolünü kabul etmiş olan devletlerin vatandaşlarından gelen bireysel şikayetleri ele alan “Irksal Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılması Komitesi” isimli bir denetleme heyeti oluşturmuştur.

“Savaş Suçları ve İnsanlığa Karşı Suçlar Bakımından Kanuni Sınırlamaların Uygulanmayacağına Dair Sözleşme” (1968)

“Apartheid Suçunun Önlenmesine ve Cezalandırılmasına İlişkin Uluslararası Sözleşme” (1973)

“Kadınlara Yönelik Her Tür Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılmasına Dair Sözleşme” (1979). 189 devletin taraf olduğu bu sözleşme kadınların hukuk önünde eşitliğini teminat altına almakta olup siyasal ve kamusal yaşam, milliyet, eğitim istihdam, sağlık, evlilik ve aile hayatı alanlarında kadınlara yönelik ayrımcılığın yok edilmesi için belli tedbirler öngörmektedir. Sözleşmenin uygulanışını denetlemek ve taraf devletlerden gelen raporları değerlendirmek amacıyla Sözleşme, “Kadınlara Yönelik Her Tür Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılması Komitesini” oluşturmuştur. 109 devletin taraf olduğu Sözleşme Ek Protokolü ise bireylere Sözleşmenin ihlali iddiasıyla Komite'ye şikayette bulunma hakkı tanımaktadır.

“İşkence ve Diğer İnsanlık Dışı ya da Aşağılayıcı Muamele veya Cezaya Karşı Sözleşme” (1984). 161 devletin taraf olduğu bu sözleşme, işkenceyi uluslararası bir suç olarak tanımlayarak taraf devletleri bu suçu önlemekle ve faillerini cezalandırmakla sorumlu tutmaktadır. Sözleşmeye göre, işkenceyi haklı göstermek için ne istisnai koşullar mazeret gösterilebilir, ne de bir işkencecinin suçu emir altında işlemiş olduğuna dair bir savunması haklı bulunabilir. Sözleşme uyarınca oluşturulmuş denetleme kurumu olan “İşkenceye Karşı Komite”, taraf devletlerin raporlarını inceler; devletlerin vatandaşlarının bireysel şikayetlerini kabul eder ve değerlendirir; ayrıca işkence uygulamasının ciddi seviyede ve sistematik olduğunu düşündüğü ülkeler hakkında soruşturma başlatabilir.  

“Çocuk Hakları Sözleşmesi” (1989) çocukların özel hassasiyetini tanıyarak kapsamlı bir metinle, çocuklar için insan haklarına dair her kategoride koruma sağlamaktadır. Sözleşme çocuklara karşı ayrımcılığın ortadan kaldırılmasını temin etmekte ve çocukların üstün çıkarlarının tüm eylemlere rehberlik etmesi gerektiğini belirtmektedir. Mülteci, engelli ya da azınlık mensubu olan çocuklara özel bir önem verilmektedir. Sözleşmeye taraf devletler çocukların hayatta kalması, gelişimi, korunması ve katılımı için teminatlar sağlama yükümlülüğü altındadır. 196 devletin taraf olduğu bu sözleşme en geniş ölçüde onaylanmış antlaşmadır. Sözleşme uyarınca kurulan Çocuk Hakları Komitesi, sözleşmenin uygulanışını denetleyerek taraf devletlerce sunulan raporları değerlendirir.

“Göçmen İşçilerin ve Ailelerinin Haklarının Korunmasına dair Uluslararası Sözleşme” (1990). Bu sözleşmede yasal ya da yasa dışı, tüm göçmen işçilerin göçmenlik süreçleri boyunca tabi olacakları temel haklar ve ilkeleri ve onları korumak için alınması gereken tedbirler tanımlanmaktadır. 1 Temmuz 2003’te yürürlüğe giren sözleşmeye 49 devlet taraftır. Sözleşmenin denetleyici kurumunun, Göçmen İşçiler Komitesi, ilk defa Mart 2004’te toplanmıştır.




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İngiliz Haklar Bildirgesi (Dilekçesi) (1628) (Petition of Rights)

Çocuk Hakları

İlk İnsan Hakları Belgesi: Cyrus (Kiros) Silindiri