Kayıtlar

2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

İnsan Hakları Sözlüğü

Resim
İnsan Hakları Sözlüğü Amerikan Haklar Bildirgesi: ABD Anayasası’nda ifade ve inanç özgürlüğü gibi bazı temel hakları güvence altına almak için yapılan ilk 10 değişiklik. Amerikan Sivil Özgürlükler Birliği (ACLU): ABD'de açtığı davalar ve yürüttüğü kampanyalarla bireysel hak ve özgürlükleri savunmaya adanmış sivil toplum örgütü. Anti Balistik Füze Antlaşması: 26 Mayıs 1972'de ABD ve Sovyetler Birliği arasında imzalanan ve her iki ülkede anti-balistik füze sistemlerinin konuşlandırılmasını kısıtlayan bir antlaşma. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi: Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve ek protokolleriyle güvence altına alınmış olan temel hakların çiğnenmesi durumunda bireylerin, birey gruplarının, tüzel kişiliklerin ve diğer devletlerin, belirli usul kuralları çerçevesinde başvurabileceği uluslararası bir yargı organıdır. Avrupa Konseyi'ne bağlı olarak 1959 yılında kurulmuştur. Fransa'nın Strazburg şehrinde faaliyetlerini sürdürmektedir. Avrupa İn

Demokrasi ve insan hakları

Resim
Demokrasi ve insan hakları İnsan hakları ve demokrasi arasında güçlü bağlantılar vardır ama bu iki kavram aynı değildir ve karıştırılmamalıdır.  Ancak kapsamlı, uzun vadeli sürdürülebilir bir demokrasinin, insan haklarına saygı duyulmasını gerektirdiği de açıktır. İnsan haklarına saygı göstermek, demokratik bir kültürün gelişimi için çok önemlidir. Tersinin de eşit derecede doğru olduğu açıktır. Demokratik karar alma süreçlerinin varlığı, insan haklarının korunmasını güçlendirme eğilimindedir. BM İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi ve Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi ve bölgesel insan hakkı sözleşmeleri, doğrudan ya da dolaylı olarak demokratik bir sürecin temelini oluşturan bir dizi haklar içermektedir. Düşünce özgürlüğü, ifade özgürlüğü, toplantı ve örgütlenme özgürlüğü ile eşit oy kullanma hakkı gibi bazı haklar, açıkça demokratik karar alma ile bağlantılıdır.

Hukukun üstünlüğü ve insan hakları

Resim
Hukukun üstünlüğü ve insan hakları Uluslararası insan hakları çalışmaları, insan haklarının korunması için hukukun üstünlüğünün önemini giderek arttırmaktadır. Hukukun üstünlüğü, hiç kimsenin hukukun üstünde olmaması, devletin hukuka uyması ve devlet iktidarının kötüye kullanılmasına karşı önlemlerin alınması anlamına gelmektedir. Aynı zamanda yasaların ayrımcılık yapmadan ve insan haklarına saygı gösterilerek yapılmasını ve uygulanmasını da gerektirir. Ek olarak, hukukun üstünlüğü, herkesin erişebildiği, yolsuzluğa bulaşmamış polis memurları ve savcıları ile özgür avukatları ve bağımsız, tarafsız bir yargısı olan işleyen bir yasal sisteme de ihtiyaç duyar. BM'nin İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'ne göre, herkes tarafsız ve bağımsız bir hakim tarafından görülen adil ve açık duruşma hakkına sahiptir. Ulusal hukuk sistemlerinde insan haklarının korunmasını sağlamak için uluslararası sözleşmelerde yasal kesinliği garanti edecek bazı düzenlemeler bulunmaktadır. Bunlar

Keyfi gözaltı yasağı

Resim
Keyfi gözaltı yasağı Keyfi olarak özgürlükten mahrum bırakmanın yasaklanması, herhangi bir tutuklamanın yasal bir dayanağa sahip olması ve mahkeme, kurul veya benzeri bir organ tarafından kararlaştırılması anlamına gelir. Tutuklanmaya dayanak olacak yasanın kendisi de, uluslararası kabul görmüş standartlara uygun olarak tasarlanmalıdır. İhlalleri bildirmek ve onları mahkemede dinletme olanağı olmaksızın, bireyin hakları çok fazla bir şey ifade etmez. BM Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi'nin 8. ve 14. maddeleri ve AİHS'nin 6. maddesinin ve 13. maddesinin tamamı uyarınca herkes, tarafsız bir mahkeme tarafından makul bir süre içinde yargılanma hakkına sahiptir.

Azınlıkların Hakları

Resim
Azınlıkların Hakları BM İnsan Hakları Komisyonu ve Ayrımcılığın Önlenmesi ve Azınlıkların Korunması Alt Komisyonu Raportörü Francesco Capotorti’ye göre azınlık; “– Bir devletin nüfusunun geri kalanına göre sayısal olarak az, – Egemen durumda bulunmayan, – Üyeleri o ülke vatandaşları olarak etnik, dini ya da dilsel açıdan nüfusun geri kalanından “farklı” olan ve – Kültürlerini, geleneklerini, dinlerini ya da dillerini korumak amacıyla üstü örtülü bir dayanışma duygusu gösteren grup”tur. Azınlık hakları; varlığın korunması, ayrımcılık ve işkenceyle savaşım, kişi haklarının korunması ve geliştirilmesi ile politik yaşama katılma konularını kapsamaktadır. Birçok ülke, azınlık haklarının korunması amacıyla özel yasalar çıkarmış ve ombudsmanlık kurumları oluşturmuştur. Azınlık haklarını düzenleyen temel insan hakları standartları; Uluslararası Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi (Madde 27), Birleşmiş Milletler'in ulusal, etnik, dini ve dilsel azınlıklara üye kişilerin hakla

Yerli Halkların Hakları

Resim
Yerli Halkların Hakları Yerli halklar tarihsel bir bütünlüğe ve kültürel bir ortaklığa sahip, aynı zamanda işgal veya kolonileşme öncesi o toprakların orijinal sahipleri olan ve kendilerini çoğunluğun (baskın) kültüründen farklı gören, bu yüzden de kendi kültürlerine sahip çıkmak ve kendi kendilerini yönetme hakkına sahip olmak isteyen halklara, cemaatlere veya milletlere verilen isimdir. Yerli bir halkın en önemli özelliklerinden birisi tarihsel süreçte (yani göçle, kolonileşmeyle veya bir işgalle değil) oluşması ve şu anda idaresi altında bulunduğu çoğunluğun yönetimi altında bir azınlık olarak yer almasıdır. Bu bağlamda başka bir özelliği de kendi geleneksel sosyal değerlerini korumak istemeleri ve geçmişten gelen birikimleri gelecek nesillere aktarmayı hedefleyen gruplar olmalarıdır. Diğer azınlıklar, kimlik ve kültürlerle kıyaslandığında, toprak ve su ile olan özel ilişkileri nedeniyle, yerli halklar farklı haklara ihtiyaç duymaktadır. Bu nedenledir ki, uluslararası huku

İşkence yasağı

Resim
İşkence yasağı Kimse işkenceye veya diğer acımasız, insanlık dışı veya aşağılayıcı muamele ya da cezaya maruz bırakılamaz. Bugün işkence yasağının, hiçbir devletin görmezden gelemeyeceği bir insan hakkı normu olduğu söylenebilir. Buna karşın bu konuda Dünyanın her yerinde, her gün sayısız ihlalle karşılaşılmaktadır.  Bu yüzdendir ki, birçok STK ve insan hakkı savunucusu aktif olarak her türlü işkence ve bedensel cezaya karşı aralıksız mücadele etmektedir. Bu bağlamda, 1984'te kabul edilen “İşkenceye ve Diğer Zalimane, İnsanlık Dışı veya Onur Kırıcı Davranışa veya Cezaya Karşı BM Sözleşmesi” işkenceyi önlemeyi ve işkence yapan veya geçmişte işkence yapmış olan kişilerin cezalandırılmasını sağlamak için bir önlemler sistemi oluşturmayı amaçlıyor. İşkence terimiyle kapsanan şeyin tanımı İşkence ve Diğer İnsanlık Dışı ya da Aşağılayıcı Muamele veya Cezaya Karşı BM Sözleşmesi’nin 1. maddesinde yer almaktadır; işkence, kişinin kasıtlı olarak bir şahısta fiziksel veya zihinsel o

Köleliğin ve köle ticaretinin yasaklanması

Resim
Köleliğin ve köle ticaretinin yasaklanması İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’ne göre kimse kölelik veya esaret altında tutulamaz. Kölelik ve köle ticareti tüm formlarında yasaklanmıştır. Hiç kimse zorla çalıştırılamaz. Kölelik yasağı, Uluslararası Medeni Sivil ve Siyasi Haklar Sözleşmesi'nde (Madde 8) ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde (Madde 4) de yerini almıştır. Kölelik birçok formda bulunmuştur ve çeşitli kültürlerde mevcuttur. Kölelik Antik Yunan'da ve Roma İmparatorluğunda da var olmuştur. On yedinci yüzyılda Transatlantik köle ticareti başladı. Birçok Avrupa ülkesi, Afrika'nın batı kıyısında köle ticaretini gerçekleştirdi; burada köleleştirilen insanlar Karayipler, Güney ve Kuzey Amerika'ya ihraç edildi. On dokuzuncu yüzyılda kölelik ve köle ticareti Avrupa ülkeleri tarafından yasaklanmış ve transatlantik köle ticareti sona ermiştir. Günümüzde insan ticareti adı verilen olgu, köleliğin yeni bir formu olarak karşımıza çıkmaktadır. İnsan ticareti, y

Mültecilerin Hakları

Resim
Mültecilerin Hakları Sığınma talebinde bulunma hakkı, BM İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi ve AB'nin Temel Haklar Şartı'nın 14. maddesinde ifade edilmiştir. Bu çerçevede, tehdit altında olan ve kendi ülkelerinde koruma sağlayamayan insanlar için 1951 tarihli “Mültecilerin Statüsüne İlişkin BM Sözleşmesi”, 1967 tarihli ek protokolüyle birlikte önemli bir uluslararası güvenlik ağı oluşturmuştur. Sözleşme ve Ek Protokol, kimin mülteci kabul edildiğini tanımlar ve ağır insan hakları ihlallerine maruz kalmış kişiler için profesyonel korumayı sağlamayı amaçlar. Sözleşmeye göre, mülteci, ırk, din, milliyet, belirli bir toplumsal gruba üyelik veya siyasi görüş sebebiyle uyrukluğunda bulunduğu ülkede zulüm görmekten korkan herhangi bir kişidir. Günümüzde birçok ülke, kendi ülkesinde ölüm cezası, işkence veya diğer insanlık dışı muamele veya cezalandırma riskini taşıyanlar da dahil olmak üzere, Sözleşme kapsamına girmeyen kişilere de profesyonel koruma sağlıyor. İşkenceye maruz

Göçmen Hakları

Resim
Göçmen Hakları Bugün yüz milyonlarca kişi kendi köken ülkelerinin dışında yaşıyor. Bu rakamın kabaca yarısı kadındır ve yüzde 90 kadarı aileleri olan göçmen işçilerdir. Uluslararası göçmenlerin sadece yüzde 8'inden biraz fazlası mültecidir. Eğitim seviyesi az olan göçmenler, bir de çalıştıkları ülkede yasal statüye sahip değillerse sömürüye ve kötüye kullanmaya karşı daha savunmasız hale gelmektedirler. Birçok ülkede göçmen işçilerin sosyal refah ve korunma sistemlerine katılım fırsatları neredeyse yok gibidir. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), göçmen hakları konusunda kapsamlı tecrübe sahibidir. Bu haklar ILO Temel Çalışma Standartlarına da dahildir. ILO'ya göre, kendi ülkelerinin dışında çalışan insanların sayısının önümüzdeki on yıllar boyunca önemli ölçüde artması bekleniyor. ILO'nun Göçmen Hakları Programı, göçmenlerin haklarını savunmaya, ülkelere düzenlenmiş göç için iyi sistemler bulmaya ve göçmenler hakkında bilgi yaymaya yardım ediyor. ILO kapsamında,

Özel ve aile yaşamına saygı gösterilmesi hakkı

Resim
Özel ve aile yaşamına saygı gösterilmesi hakkı Herkesin özel ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkı vardır. Hiç kimsenin evi veya haberleşmesi kanuna aykırı, keyfi müdahaleye maruz bırakılmamalıdır.  Bu haklar, yalnızca devletin özel ve aile hayatına müdahale etmekten kaçınması için değil, aynı zamanda diğer kamu otoriteleri tarafından ve diğer bireyler tarafından da saygı gösterilmesi için vardır. Özel ve aile yaşamına saygı hakkı birçok uluslararası belge tarafından koruma altına alınmıştır. Bunların en önemlilerinden biri olan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde (AİHS) 8. maddede şöyle denilmektedir: “1. Herkes özel hayatına, aile hayatına, konutuna ve haberleşmesine saygı gösterilmesi hakkına sahiptir. 2. Bu hakkın kullanılmasına bir kamu otoritesinin müdahalesi, ancak ulusal güvenlik, kamu emniyeti, ülkenin ekonomik refahı, dirlik ve düzenin korunması, suç işlenmesinin önlenmesi, sağlığın veya ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması için,

Eğitim hakkı

Resim
Eğitim hakkı Eğitim hakkı Evrensel İnsan Hakları Bildirgesi'nde tanımlanan ekonomik, sosyal ve kültürel hakların bir parçasıdır ve Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 28. ve 29. maddelerinde yer almaktadır. BM’nin, yoksulluğu 2015 yılına kadar yarıya indirmeye yönelik eylem planının ana çözümlerinden biridir. Bir kişinin insan haklarını kullanabilmesi ve onların haklarını savunabilmesi için eğitim zorunlu bir bileşendir. Okuyup yazabilen ve aritmetik işlemler yapabilenler farklı bilgi türlerini kavrayabilme ve kendi görüşlerini oluşturabilme kabiliyetine sahip olurlar. Bu yüzden eğitim, en azından temel seviyelerde eşit, parasız ve zorunlu olmalıdır. Ayrıca tüm insanlar, orta öğretim, üniversite veya yüksek öğrenim kurumlarında mesleki eğitim ve yüksek öğrenime erişim hakkına sahip olmalıdır. Bu noktada eğitim hakkından en çok mahrum bırakılan kız çocukların durumu çok önemlidir. Birleşmiş Milletlere (UNDP) göre, bir ülkenin yaşam koşullarında kalıcı gelişmeleri

Çalışma Hakkı

Resim
Çalışma Hakkı BM İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’ne göre, herkes işsizlikten korunma ve çalışma hakkına sahiptir. BM Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi’nin 11. maddesinde belirtildiği üzere ise herkes, herhangi bir ayrım yapmaksızın, eşit iş için eşit ücret alma hakkına sahiptir. Buna ek olarak, çalışma hakkı, BM Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Sözleşmesi ile Avrupa Sosyal Şartı tarafından korunmaktadır. BM Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Komitesi’nin 24 Kasım 2005’de kabul ettiği genel yoruma göre çalışma hakkı, birçok uluslararası hukuk belgesinde yer alan temel bir haktır. Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Sözleşme’sinin 6. maddesi, uluslararası belgeler arasında bu hakkı en geniş biçimde ele alan maddedir. Çalışma hakkı, diğer insan haklarının gerçekleşmesi için şarttır ve insan onurunun ayrılmaz bir parçasını oluşturur. Her birey, insan onuruna yaraşır bir hayat sürebilmek için çalışma hakkına sahip olmalıdır. Çalışma hakkı, çalışılan

LGBT kişilerin insan haklarından faydalanması

Resim
LGBT kişilerin insan haklarından faydalanması Cinsel yönelim, cinsel kimlik veya cinsiyet ifadesi temelinde ayrımcılık, eşit değer ve eşit hak temel ilkesine aykırıdır. Bu ayrımcılık, açıkça veya örtük olarak, uluslararası yasalar uyarınca yasaklanmıştır. BM insan hakları sözleşmeleri lezbiyen, gey, biseksüel ve transseksüel (LGBT) kişilerin insanlık haklarından yararlanmalarını sağlamanın yanı sıra onlara dair ulusal ve uluslararası korumanın da temelini oluşturmaktadır. Cinsel yönelimle ilgili hususlar, Uluslararası Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi’nin 26. maddesi'nde açıkça ayrımcılık yasağı kapsamında belirtilmemiştir. Bununla birlikte, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komitesi, 26. maddenin lezbiyen, gey ve biseksüel insanlara yönelik ayrımcılık yasağını da içerecek şekilde yorumlanması gerektiğini açıklamıştır. BM Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Komitesi de aynı hususu 2009'da vurgulamıştır. Böylelikle hem cinsel yönelim hem de cinsel kimlik, Uluslararası

Yeterli yaşam standardına sahip olma hakkı

Resim
Yeterli yaşam standardına sahip olma hakkı BM İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nin 25. maddesi, “her şahsın, gerek kendisi gerekse ailesi için, yiyecek, giyecek, mesken, tıbbi bakım, gerekli sosyal hizmetler dahil olmak üzere sağlığı ve refahını temin edecek uygun bir hayat seviyesine ve işsizlik, hastalık, sakatlık, dulluk, ihtiyarlık veya geçim imkânlarından iradesi dışında mahrum bırakacak diğer hallerde güvenliğe hakkı vardır” demektedir. Makul bir yaşam standardı hakkı bu maddede içerik açısından detaylandırılmıştır, ancak kapsam açısından belirsizdir. Her ülke, herkesin belli bir yaşam standardına erişebilmesi için çalışacaktır; bu standart özellikle kırsal kesimdeki fırsat ve koşullara göre belirlenecektir. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), bu hakkın realize olması için faaliyet gösteren kuruluşların başında gelmektedir. FAO, Birleşmiş Milletlerin ve uluslararası toplumun “Açlık Olmayan Bir Dünya” amacına ulaşma çabalarını yönlendirmektedir. Hem gelişm

Sağlık Hakkı

Resim
Sağlık Hakkı Günümüzde sağlığın da bir insan hakkı olduğu anlayışının egemen olmasıyla, devletlerin sağlık alanında kamusal bir hizmet olarak uygulaması gereken önlemler, bebek ölümlerini azaltmak gibi temel eylemleri içerir hale gelmiştir. Bu önlemler aynı zamanda çocuğun sağlıklı gelişimine katkıda bulundu ve halk sağlığını iyileştirdi. Birçok ülkede salgınları önlemek, kontrol altında tutmak ve hastalığa yakalanma durumunda tüm insanlara tıbbi bakımı garanti eden koşullar yaratıldı. Ne var ki, sağlık hizmetlerine erişim sağlığın bir boyutudur, ancak tek sağlık hakkı değildir. Devletler ayrıca, hastalıkları önleyen ve tüm insanlar için mümkün olan en iyi sağlık koşullarına yol açan politikaları izlemek için de yükümlülük altındadır.  Oysa sağlık alanında artan oranda görülen özelleştirmeler ve bunun sonucunda sağlığın bir insan hakkı değil fakat satın alınması gereken bir hizmet olduğu anlayışını vaaz eden neo-liberal politikalar ile sağlıklı yaşamın olmazsa olmaz koşulu ola

Çocuk Hakları

Resim
Çocuk Hakları Her çocuğun kökenine bakılmaksızın, saygı görme ve korunma hakkı vardır. Bu anlayış üzerinde yükselen Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi 1989'da kabul edildi. Sözleşme'ye göre, çocuklarla ilgili tüm tedbirlerde çocuğun yüksek menfaati öncelikli olmalıdır. Çocuk Haklarına Dair Sözleşme Bu Sözleşme uyarınca çocuğa uygulanabilecek olan kanuna göre daha erken yaşta reşit olma durumu hariç, onsekiz yaşına kadar her insan çocuk sayılır. Sözleşme, ekonomik, sosyal ve kültürel hakların yanı sıra medeni ve siyasi hakları da içermektedir. Çocuk Haklarına Dair Sözleşme, Sözleşme’nin diğer maddelerinin yorumlanmasını düzenleyen dört temel ilke içermektedir: • Ayrımcılığın yasaklanması (Madde 2) • Çocuğun menfaatini birincil sıraya çekmek (Madde 3) • Yaşama hakkı, hayatta kalma ve gelişme hakkı (Madde 6) • Çocuğun görüşlerini özgürce ifade etme hakkı (Madde 12) Temel ilkeler, istisnasız olarak her çocuğun kendi haklarından yararlanma hakkı olduğu a

Kadın Hakları

Resim
Kadın Hakları BM Şartı BM tarafından kadın hakları konusunda atılan ilk adımlardan biri, kuruluşundan hemen sonra, insan haklarının kadınlar ile erkekler, genç kadınlar ve genç erkekler için eşit derecede geçerli olduğunun, tüzüğünde belirtilmesi olmuştur. Yıllar geçtikçe, Birleşmiş Milletler sürekli olarak bu ilkeyi birçok farklı sözleşmeye sokmaya devam etmiştir. CEDAW Sözleşmesi 1979 tarihli Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi (CEDAW), kadınlara ve erkeklere eşit hakların sağlanması için bir çerçeve sunmaktadır. Sözleşme, hükümetlerin uygun yasal önlemler ve uygulamalar yoluyla kadınlara karşı yaygın ayrımcılık biçimlerini yasaklama yükümlülüklerini vurgular. Günümüzde toplumsal cinsiyet eşitliği politikasının genel amacı, kadınların ve erkeklerin, yaşamın önemli alanlarında eşit fırsatlar, hak ve sorumluluklar kazanmalarına olanak sağlanması olarak tarif edilebilir. CEDAW Komitesi Kadınların Ayrımcılıkla Mücadele Komitesi, Taraf Devletlerin

Ayrımcılık yapılmaması hakkı

Resim
Ayrımcılık yapılmaması hakkı Bütün insanlar onur ve haklar bakımından eşittirler. Ayrımcılığa karşı koruma, insan hakları çalışmalarının temel taşlarından biridir. İnsan haklarının temel uluslararası belgeleri uyarınca, hiç kimse cinsiyeti, ırkı, etnisitesi, dini veya diğer inançları, engellilik hali, cinsel yönelimi veya yaşı gerekçe gösterilerek ayrımcılığa uğratılamaz veya haklarını kullanmaktan alıkonulamaz. Bu alanda çok sayıda ülkenin katılmış olduğu, aşağıdakileri de içeren birçok BM sözleşmesi bulunmaktadır: - Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi - Her Türlü Irk Ayrımcılığının Ortadan Kaldırılması Sözleşmesi - BM Engelli Hakları Sözleşmesi. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, 14. maddesinde de ayrımcılık yasağı içerilmektedir. Ayrımcılığa karşı genel bir yasağı içeren Sözleşme’ye ek 12. Protokol de kabul edilmiştir. Söz konusu 12. Protokol, 4 Kasım 2000 tarihinde imzaya açılmış ve 1 Nisan 2005 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Türkiye Protokol’ü 1

Engelli Bireylerin Hakları

Resim
Engelli Bireylerin Hakları 13 Aralık 2006 tarihinde BM Genel Kurulu’nda oylamasız kabul edilen ve 3 Mayıs 2008′de yürürlüğe giren “Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşme”’ye göre,  engelli kavramı diğer bireylerle eşit koşullar altında topluma tam ve etkin bir şekilde katılımlarının önünde engel teşkil eden uzun süreli fiziksel, zihinsel, düşünsel ya da algısal bozukluğu bulunan kişileri içermektedir. Bu sözleşmenin amacı, engellilerin tüm insan hak ve temel özgürlüklerinden tam ve eşit şekilde yararlanmasını teşvik ve temin etmek ve insanlık onuruna saygıyı güçlendirmektir. Başka bir şekilde ifade edilecek olursa bu sözleşmeyle, mevcut sözleşmelerde engellilere atfedilen insan haklarının korunmasının güçlendirilmesi hedeflenmektedir. Sözleşme ayrımcılıkla uğraşmaya odaklanmakta ve engelli bireylerin medeni, siyasi, ekonomik, sosyal ve kültürel haklarını kullanmalarını sağlamak için gerekli önlemleri listelemektedir. Sözleşme, Birleşmiş Milletler'in “Engelli Kişilerin Ka

Yaşama hakkı - ölüm cezasının reddi

Resim
Yaşama hakkı - ölüm cezasının reddi BM İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’ne göre herkes, yaşam, özgürlük ve kişi güvenliği hakkına sahiptir. Yaşama hakkına yönelik başlıca ihlallerden biri de ölüm cezasıdır. Buna rağmen uluslararası hukukta ölüm cezasına karşı genel bir yasak henüz yoktur. İnsan hakları savunucularının görüşüne göre, ölüm cezası, modern hukuk sisteminde yeri olmayan, insanlık dışı, acımasız, geri dönüşü olmayan bir cezadır ve kaldırılması gerekmektedir. BM İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin 3. maddesi "Herkesin yaşam, özgürlük ve kişi güvenliği hakkı vardır" diyor. Medeni ve Siyasal Haklar Sözleşmesi’nin 6. maddesine göre, yaşam hakkı yasayla korunacaktır. Aynı madde, devletlerin kişileri kendi yaşamlarından keyfi olarak mahrum bırakmalarını yasaklar. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 2. maddesi, yaşam hakkına ilişkin benzer hükümleri içermektedir. Ölüm cezasının reddi Yukarıda da belirttiğimiz üzere, uluslararası hukukta ölüm cezasına karş

Düşünce ve inanç özgürlüğü

Resim
Düşünce ve inanç özgürlüğü BM İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nin 18. maddesine göre herkes, düşünce, vicdan ve din özgürlüğüne sahiptir. Düşünce ve inanç özgürlüğü hakkı, bireylerin din ve inanç değiştirme özgürlüğü ile tek başlarına veya başkalarıyla topluluk içinde ve kamusal veya özel olarak inançlarının gereği olan ibadetleri yapabilme özgürlüğünü de içerir. Aynı şekilde bu özgürlük dini inançların gerektirdiği öğretimin serbestçe yapılabilmesini de kapsar. Bu haklar BM'nin Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi’nin 18. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS)  9. maddesinde korunmuştur. Demokratik bir toplumda inanç özgürlüğüne ancak kamu güvenliği, kamu düzeni, genel sağlık veya ahlakın korunması veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması için ve sadece yasalar tarafından öngörülen sınırlamalar getirilebilir. Din özgürlüğünün korunması, belirli bir dini uygulamayı açıkça hedefleyen veya belirli bir dini inanca müdahale etmeyi amaçlayan m