İfade özgürlüğü
İfade özgürlüğü
Bir görüşü sözlü, yazılı veya görsel olarak ifade hakkı, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nin 19. maddesinde ve Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşmenin 19. maddesinde belirtilmiştir. Günümüzde internetin küresel çapta yaygınlaşması, ifade özgürlüğünün gerçek manada yaşam bulması için yeni olanaklara işaret ediyor. İnternetin özellikle de sosyal medyanın olanaklarıyla yalnızca bir saniyede herhangi bir bilgi ve görüş, yüzlerce alıcıya hatta tüm dünyaya yayılabilir. Ne var ki ifade özgürlüğünün bu yeni mecrası da özellikle baskıcı rejimlerin ifade özgürlüğünü kısıtlayan engellemelerinin hedefi haline gelmiş durumda.
İfade özgürlüğü hakkında genel bilgiler
İfade özgürlüğü ve düşünce özgürlüğü, demokratik bir toplumda en temel özgürlük ve haklar arasındadır. Bir görüşünü ifade etme ve farklı konularda görüş oluşturma imkânı, siyasi süreçlerin demokratik bir şekilde işlemesi için önemli bir ön koşul olarak kabul edilmektedir. Düşünce özgürlüğü sınırsızdır; ancak birinin düşüncesini özgürce ifade etme hakkı, başkalarının hak ve özgürlüklerinin zarar görmesini önlemek için kimi koşullarda kısıtlanabilir. Örneğin, bireyler ya da toplumun tamamı için saldırgan kabul edilen, ayrımcılığa ya da şiddet eylemlerine teşvik eden ya da açıklanması bazı insanlar için haksız yere olumsuz sonuçlar doğuran bilgileri ifşa eden görüşler bağlamında ifade özgürlüğüne bazı kısıtlamalar getirilmiştir.
Neden ifade özgürlüğü?
İfade özgürlüğünün arkasındaki temel itkilerden biri herkesin üzerinde ortak kanaatlere sahip olduğu konular hakkında bile farklı düşüncelere kapı aralanmasıdır. İfade özgürlüğü demokrasilerin sağlıklı işlemesi için olmazsa olmaz bir hak olarak tanımlanır. Çünkü ifade özgürlüğü bilgiyi serbestçe yayma imkânı verir, böylece vatandaşlar ve karar vericilere sağlam temelli kararlara ulaşmak için daha iyi fırsatlar sağlar. Dahası, ifade özgürlüğü yolsuzlukla mücadeleye katkıda bulunabilir. Çoğunluk ilkesine göre kararların alındığı bir siyasi yönetim, ancak tüm vatandaşlar belirli bir konuda kendi görüşlerini özgürce ifade etme fırsatı bulursa, meşru bir yönetim haline gelir. İfade özgürlüğü, bireylere görüşlerini ifade etme ve başkalarıyla iletişim kurma hakkını veren bireysel bir ayrıcalıktır.
İfade özgürlüğüne sınırlama getirilebilir mi?
İfade özgürlüğü gerekli hallerde yasayla sınırlandırılabilir. Ancak bu tür sınırlandırmaların yapılması belirli şart ve koşullarla meşru olabilir. İfade özgürlüğüne getirilen meşru bir sınırlama sadece demokratik bir toplumda kabul edilebilir bir amacı yerine getirmek için yapılabilir ve söz konusu amaçla ilgili sınırlı misyonun ötesine geçemez. Ayrıca, demokrasinin temellerinden biri olan, kamuoyunun özgür biçimde şekillendirilmesine tehdit oluşturacak kadar da genişletilemez. Sınırlama, yalnızca politik, dini, kültürel ve benzeri bir gerekçeye dayandırılamaz. Kanunlardaki ifade özgürlüğü sınırlamaları, mesleki gizlilik ve ceza hukuku hükümleri ile ilgili olarak -örneğin ulusal veya etnik bir gruba karşı iftira ve kışkırtmanın varlığı koşulunda- getirilebilir.
İfade özgürlüğüne ilişkin uluslararası kurallar
Çoğu demokratik ülkede ifade özgürlüğüne ilişkin kurallar, uluslararası insan hakları sözleşmelerinden etkilenmektedir ve bu sözleşmeler, onları onaylamış olan ülkeler için bağlayıcıdır. İfade özgürlüğü, 1948 tarihli BM İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi de dahil olmak üzere diğer temel insan hakları belgelerinde garanti altına alınmış olup, bu belgeler uyarınca herkes bir görüşü, yazılı, görsel veya sözlü olarak ifade etme hakkına sahiptir. İfade özgürlüğüne karşılık gelen bir hak, 1966'da taslak haline getirilen BM Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi’nin 19. maddesinde belirtilmiştir. İfade özgürlüğü ile ilgili kurallar, 4 Kasım 1950 tarihli Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nde de (AİHS) yer bulmuştur. AİHS Madde 10, herkesin ifade özgürlüğü hakkına sahip olduğunu ve bilgi ve fikir alıp verme özgürlüğünün tamamının ifade özgürlüğünün bir parçası olduğunu belirtmektedir.
İfade özgürlüğü hakkında genel bilgiler
İfade özgürlüğü ve düşünce özgürlüğü, demokratik bir toplumda en temel özgürlük ve haklar arasındadır. Bir görüşünü ifade etme ve farklı konularda görüş oluşturma imkânı, siyasi süreçlerin demokratik bir şekilde işlemesi için önemli bir ön koşul olarak kabul edilmektedir. Düşünce özgürlüğü sınırsızdır; ancak birinin düşüncesini özgürce ifade etme hakkı, başkalarının hak ve özgürlüklerinin zarar görmesini önlemek için kimi koşullarda kısıtlanabilir. Örneğin, bireyler ya da toplumun tamamı için saldırgan kabul edilen, ayrımcılığa ya da şiddet eylemlerine teşvik eden ya da açıklanması bazı insanlar için haksız yere olumsuz sonuçlar doğuran bilgileri ifşa eden görüşler bağlamında ifade özgürlüğüne bazı kısıtlamalar getirilmiştir.
Neden ifade özgürlüğü?
İfade özgürlüğünün arkasındaki temel itkilerden biri herkesin üzerinde ortak kanaatlere sahip olduğu konular hakkında bile farklı düşüncelere kapı aralanmasıdır. İfade özgürlüğü demokrasilerin sağlıklı işlemesi için olmazsa olmaz bir hak olarak tanımlanır. Çünkü ifade özgürlüğü bilgiyi serbestçe yayma imkânı verir, böylece vatandaşlar ve karar vericilere sağlam temelli kararlara ulaşmak için daha iyi fırsatlar sağlar. Dahası, ifade özgürlüğü yolsuzlukla mücadeleye katkıda bulunabilir. Çoğunluk ilkesine göre kararların alındığı bir siyasi yönetim, ancak tüm vatandaşlar belirli bir konuda kendi görüşlerini özgürce ifade etme fırsatı bulursa, meşru bir yönetim haline gelir. İfade özgürlüğü, bireylere görüşlerini ifade etme ve başkalarıyla iletişim kurma hakkını veren bireysel bir ayrıcalıktır.
İfade özgürlüğüne sınırlama getirilebilir mi?
İfade özgürlüğü gerekli hallerde yasayla sınırlandırılabilir. Ancak bu tür sınırlandırmaların yapılması belirli şart ve koşullarla meşru olabilir. İfade özgürlüğüne getirilen meşru bir sınırlama sadece demokratik bir toplumda kabul edilebilir bir amacı yerine getirmek için yapılabilir ve söz konusu amaçla ilgili sınırlı misyonun ötesine geçemez. Ayrıca, demokrasinin temellerinden biri olan, kamuoyunun özgür biçimde şekillendirilmesine tehdit oluşturacak kadar da genişletilemez. Sınırlama, yalnızca politik, dini, kültürel ve benzeri bir gerekçeye dayandırılamaz. Kanunlardaki ifade özgürlüğü sınırlamaları, mesleki gizlilik ve ceza hukuku hükümleri ile ilgili olarak -örneğin ulusal veya etnik bir gruba karşı iftira ve kışkırtmanın varlığı koşulunda- getirilebilir.
İfade özgürlüğüne ilişkin uluslararası kurallar
Çoğu demokratik ülkede ifade özgürlüğüne ilişkin kurallar, uluslararası insan hakları sözleşmelerinden etkilenmektedir ve bu sözleşmeler, onları onaylamış olan ülkeler için bağlayıcıdır. İfade özgürlüğü, 1948 tarihli BM İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi de dahil olmak üzere diğer temel insan hakları belgelerinde garanti altına alınmış olup, bu belgeler uyarınca herkes bir görüşü, yazılı, görsel veya sözlü olarak ifade etme hakkına sahiptir. İfade özgürlüğüne karşılık gelen bir hak, 1966'da taslak haline getirilen BM Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi’nin 19. maddesinde belirtilmiştir. İfade özgürlüğü ile ilgili kurallar, 4 Kasım 1950 tarihli Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nde de (AİHS) yer bulmuştur. AİHS Madde 10, herkesin ifade özgürlüğü hakkına sahip olduğunu ve bilgi ve fikir alıp verme özgürlüğünün tamamının ifade özgürlüğünün bir parçası olduğunu belirtmektedir.
Yorumlar
Yorum Gönder