Sağlık Hakkı
Sağlık Hakkı
Günümüzde sağlığın da bir insan
hakkı olduğu anlayışının egemen olmasıyla, devletlerin sağlık alanında kamusal
bir hizmet olarak uygulaması gereken önlemler, bebek ölümlerini azaltmak gibi
temel eylemleri içerir hale gelmiştir. Bu önlemler aynı zamanda çocuğun sağlıklı
gelişimine katkıda bulundu ve halk sağlığını iyileştirdi. Birçok ülkede
salgınları önlemek, kontrol altında tutmak ve hastalığa yakalanma durumunda tüm
insanlara tıbbi bakımı garanti eden koşullar yaratıldı. Ne var ki, sağlık
hizmetlerine erişim sağlığın bir boyutudur, ancak tek sağlık hakkı değildir.
Devletler ayrıca, hastalıkları önleyen ve tüm insanlar için mümkün olan en iyi
sağlık koşullarına yol açan politikaları izlemek için de yükümlülük
altındadır. Oysa sağlık alanında artan
oranda görülen özelleştirmeler ve bunun sonucunda sağlığın bir insan hakkı
değil fakat satın alınması gereken bir hizmet olduğu anlayışını vaaz eden neo-liberal
politikalar ile sağlıklı yaşamın olmazsa olmaz koşulu olan doğal çevrenin kar
hırsıyla acımasızca tahrip edilmesi yüzünden, devletlerin bahsi geçen
yükümlülüklerini yerine getirmekte her geçen gün daha da yetersiz ve isteksiz
hale geldikleri yadsınamaz bir gerçekliktir. Bu yüzden sağlık hakkının realize
olması için mücadele, insan hakları aktivistlerinin en acil eylem
önceliklerinden biri haline gelmektedir.
Cinsel sağlık ile üreme sağlığı ve hakları
Kişinin kendi cinselliği ve üremesi üzerindeki kontrolünü kullanma hakkı, tüm insanlar için temel önemdedir. Cinsel sağlık ve üreme sağlığı ve ilişkili haklar, tüm insanlara eşit fırsatlar, haklar ve koşulları sağlayarak, güvenli ve tatmin edici bir cinsel yaşama sahip olmalarını ve zorlamalara, şiddete veya ayrımcılığa maruz kalmadan kendi bedenleri hakkında özgürce karar alabilmelerini sağlamayı mümkün kılar. Bugün maalesef bilgi eksikliği, ilişkili konuların konuşulmasının ayıplanması, ayrımcılık ile baskıya, cinsel sağlık, üreme sağlığı ve hakları alanında çok sık rastlanmaktadır. Öte yandan, çatışma, çatışma sonrası ve kriz durumlarında sistematikleşen tacizlerde belirgin bir artış görülmektedir.
Cinsel sağlık ve üreme problemleri, gebelik, güvensiz kürtaj, doğum veya zararlı geleneklerin (kadın sünneti gibi) kadınların yaşamlarını tehlikeye atabilecekleri gelişmekte olan ülkelerde, 15 ila 44 yaş arasındaki kadınlar için en yaygın sağlık sorunlarından biridir. Son 20 yıldaki önemli çabalara rağmen, dünyadaki anne ölümleri özellikle Sahraaltı Afrika ve Güney Asya'da halen çok yüksektir. Erkeklerle kadınlar arasındaki eşitsiz güç ilişkileri, kadınların ve küçük kızların kendi bedenleri hakkında karar vermelerini ve daha güvenli bir cinselliğe dair adımlar atmalarını zorlaştırmaktadır.
Yorumlar
Yorum Gönder